SMYRNETALYA

Bir önceki gün size hobi odalarından  bahsetmiştim.. Evet hepsi birbirinden güzeller ancak ne yazık ki benim böyle bir alanım yok.. Dolayısıyla ben de bir odanın köşesini değerlendirmeye karar verdim. Bu köşelerin en önemli parçası ise çalışma masaları.. Masa konusunda çok araştırma yapmadım doğrusu, çünkü eşimin de benim de uzun zamandır beğendiğimiz bir masa vardı zaten.. Malzemelerimin bir bölümünü koymak için boyamak üzere birkaç ıvır zıvır aldım, eşimin hobileri için de depolama çözümleri bulmam gerekiyor. Malzemeler demişken.. Bizim evin balkonu şu an çalışma köşesine döndü..boyalar, fırçalar, ahşap malzemeler..her taraf darmadağın.. Köşeyi oluşturduktan sonra ortalık toplandığında bu işe en çok bize yardıma gelen Duygu sevinecek diye tahmin ediyorum..pek çaktırmamaya çalışıyor ancak birkaç zamandır ona da fenalık geldi, eminim:) Neyse ki gönlünü almak üzere bugün onun için de birşeyler boyadım, rüşvet vereceğim:) Bunlar beğendiğim çalışma köşeleri.. Sevgiler..

Hollywood'da aynı dönemlerde film çevirmiş bir grup var: Bette Midler, Goldie Hawn, Jack Nicholson, Diane Keaton gruptan aklıma ilk gelenler…bu isimlerin filmlerini izlemekten acayip keyif alıyorum, kesinlikle eğlenceli ve duygusal oluyorlar:) Diane Keaton'ın oyunculuk kariyeri oldukça eskiye dayanıyor ama ilginçtir, kendisini meşhur eden Woody Allen filmlerinden ziyade, Aşkta Herşey Mümkün filmiyle hatırlıyorum hep..sanırım o filmdeki evin güzelliğinden kaynaklanıyor:) ( o evle ilgili yazım burada ) Evin dıştan görünümü.. Diane Keaton'ın Beverly Hills'teki fakirhanesinin de Aşkta Herşey Mümkün setinden geri kalır yanı yok..bilhassa kütüphanenin bulunduğu oda müthiş..insan çıkmak istemez bur'dan..  Koloniyal tarzdaki antre gerçekten etkileyici.. Evin geneline bu tarz hakim.. İlk kez bir açık mutfağa sempati duydum:) O seramiklerin güzelliği nedir öyle.. Sevgiler..

Bir önceki evim şu anki evimden daha büyüktü. Hatta o kadar büyüktü ki, 4. odayı -evet tam 4 oda+1 salondu, bu arada oda büyüklüğündeki balkonu saymıyorum!:)- çalışma odası gibi düzenlemiştik eşimle…kendiyle başbaşa kalmak isteyen o odaya gidip hobileriyle uğraştığı gibi, kütüphanemizin bir kısmı da o odadaydı. Bu evde bir dördüncü odamız yok ne yazık ki.. Dolayısıyla diğer evdeki gibi bir oda düzenleyemedik. Selim Efe büyüyene kadar pek sorun olmadı aslında ancak şimdi biraz sorun yaşıyoruz..çünkü gördüğü an hobi malzemelerimizle oynamak -daha doğrusu tarumar etmek:))- istiyor.. Hazır araya bahar temizliği hazırlıkları da girmişken, kendimize yeniden bir çalışma köşesi oluşturalım dedik. Köşe diyorum, çünkü bir "hobi odası" oluşturmaya yerimiz yok. Ama gerçekten nefis hobi odaları var.. Fazladan bir oda sahibiyseniz, evinizde böyle bir alan oluşturmanızı tavsiye ederim…böyle rahatlatıcı bir ortam eminim ki herkese iyi gelir..  Dar, atıl köşeleri bu şekilde kullanmak akıll...

Severek takip ettiğim bloglar var. Garance Doré bunların başında geliyor. Aranızda Garance'ı okuyan var mı bilmem ama bilenler bilir, moda ağırlıklı olmak üzere herşeyden bahseden çok yönlü bir Parizyen (şimdilerde meşhurrr blogger sevgilisi Mösyö Sartorialist'in yanında, NY'ta yaşıyor)…Birgün size takip ettiği Chanel defilesinden bahsedebilir, ertesi gün Kim Kardashian'ın o berbat giyim zevkini göklere çıkarabilir ya da çay zevkinden söz edebilir.. Mesela, 2 gün önce çay delisi olduğundan, işte Lipton'un çayından falan bahsetmiş.. Milletin çay konusundaki tercihlerini merak etmiş.. Ben çayda takıldım kaldım.  Niye mi? Bizim ülkenin gündemi malum.. Gün geçmiyor ki, yeni birşeyler çıkmasın ortaya.. Birkaç gün sosyal medya, tv, gazete, vs…kapatayım, uzak kalayım dedim, yine bir dünya olay..artık Instagram'dan bile bu haberleri duymak mümkün.. Eminim siz de farklı düşünmüyorsunuzdur ama ben azıcık huzur isterdim…sadece çay gibi basit şeylerden bahsetmek, kaygısı...