Bir düşüş hikayesi ve artçıları

Yaklaşık bir haftadır aklım pek başında değil.. Domates yapmadan bir gün önce, geçtiğimiz Salı günü, düştüm. Öyle böyle bir düşmek değil, Kenan Işık gibi, banyoda, kafaüstü.. İlk saatler yaşadığım travmadan olsa gerek, doktora gitmeyi reddettim, bir süre ağlamayı tercih ettim.. Sonra baktım ki, hiç alışkın olmadığım bir saatte -22.00 gibi- uyuklamaya başladım, eşim rahat etmedi, acile gitmekte ısrar etti. Olay daha hastane kapısında başladı: bir anne..hastalıktan evladını kaybetmiş, ağıt yakıyor..içim ezildi, gidip başsağlığı bile dileyemedim..nasıl sağ olsun kadın, yaşadığı kolay değil.. İçeri girdiğimde başka bir olay beni bekliyordu. Kafa filmi için beklerken sedye ile apar topar biri getirildi.. En fazla 20'lerinde, motorsiklet kazası..ne kask var, ne dizlik..vücut paramparça olmuş.. Aradan biraz geçti, annesi ve ablası geldi..Annenin o an yaşadıklarını uzun uzadıya anlatacak değilim; diyebileceğim tek şey, oğlunu gördüğü o an sanırım ömüründen en az 10 yıl gitti.. Önce ya...