Ömer Amcam...
Yer İzmir.
Yılı net hatırlamıyorum ama ilkokuldayım..ya 2. sınıf ya da 3.
Babam sesleniyor "Ayşe, yeni taşınan karşı komşumuzun çocukları sokakta kalmış, eve davet et kızım, kış günü sokakta beklemesinler"
Sinirleniyorum. Tabii ki gitmiyorum, bir de onlarla mı uğraşacağım, evde çizgi film izlemeye devam ediyorum…ta ki fırçayı yiyene kadar…babamın yükselen ses tonu karşısında, gönülsüz eve davet ediyorum kendilerini..
Çelimsiz, beyaz tenli, kahverengi saçlı, yeşil/mavi gözlü, çilli bir kız..
Abisi biraz daha farklı, Chad Allen'ın çocukluk hali karşımda sanki, sapsarı saçlar, mavi gözler ama o da çelimsiz..
Sonunda isimlerini de öğreniyorum: Özgül ile Ömür.
Bir de küçük bir erkek kardeşleri varmış, onun adı da Özgür.
Gel zaman git zaman, Özgül benim en yakın arkadaşım oluyor mahallede..
Abim Ömür'le, kızkardeşim ise Özgür ile çok yakın arkadaş oluyor..Anne ve babalarımız da sık görüşmeye başlıyor..hatta yeni yıl yaklaşmak üzere, yılbaşı gecesini hep birlikte kutluyoruz…ne keyifli günler..
Bir daha da ayrılmadık zaten, 30 sene falan geçmiş…artık kardeşim olmuş..
Sonra birgün babam gitti.
Ne olduğunu anlamamışım, 13 yaşındayım…ağlamadım bile…güçlü görünmek marifet ya o yaşlarda..
İşte o zamanlar Özgül'ün babası Ömer Amca bize resmen babalık yapıyor..bizlerle oyunlar oynuyor, anneler çalıştığından, erken geldiğinde soframızı hazırlıyor, neler neler..
Bu sabah benim için çok sıradan bir gündü.
Annem arayana kadar..
Yani annem genelde sabahları hep arar, birkaç dakikalık kısa rutin konuşmalarımız vardır ama bu başka..
Ömer Amcamı kaybetmişiz..
Ben iyi insanlar yatağa düştüğünde, buraları çok çabuk terkettiğine inanırım.
Bir gece önce yoğun bakıma alınmış, ertesi gün sabaha karşı anneme haberi gelmiş..
Ömer Amca'yı bir tanısaydınız..
Kimseye zararı olmayan, herkese babalık yapan, koca yürekli, şeker bir adamdı…
Şimdi bir babamı daha yitirdim..
İzmir günlerdir günlük güneşlikti, bugün yağmurlu..
Az önce burada da yağmur başladı.
Gökyüzü bile Ömer Amcam için üzülüyor..
Ah be Kasım yine attın çalımını..
Yılı net hatırlamıyorum ama ilkokuldayım..ya 2. sınıf ya da 3.
Babam sesleniyor "Ayşe, yeni taşınan karşı komşumuzun çocukları sokakta kalmış, eve davet et kızım, kış günü sokakta beklemesinler"
Sinirleniyorum. Tabii ki gitmiyorum, bir de onlarla mı uğraşacağım, evde çizgi film izlemeye devam ediyorum…ta ki fırçayı yiyene kadar…babamın yükselen ses tonu karşısında, gönülsüz eve davet ediyorum kendilerini..
Çelimsiz, beyaz tenli, kahverengi saçlı, yeşil/mavi gözlü, çilli bir kız..
Abisi biraz daha farklı, Chad Allen'ın çocukluk hali karşımda sanki, sapsarı saçlar, mavi gözler ama o da çelimsiz..
Sonunda isimlerini de öğreniyorum: Özgül ile Ömür.
Bir de küçük bir erkek kardeşleri varmış, onun adı da Özgür.
Gel zaman git zaman, Özgül benim en yakın arkadaşım oluyor mahallede..
Abim Ömür'le, kızkardeşim ise Özgür ile çok yakın arkadaş oluyor..Anne ve babalarımız da sık görüşmeye başlıyor..hatta yeni yıl yaklaşmak üzere, yılbaşı gecesini hep birlikte kutluyoruz…ne keyifli günler..
Bir daha da ayrılmadık zaten, 30 sene falan geçmiş…artık kardeşim olmuş..
Sonra birgün babam gitti.
Ne olduğunu anlamamışım, 13 yaşındayım…ağlamadım bile…güçlü görünmek marifet ya o yaşlarda..
İşte o zamanlar Özgül'ün babası Ömer Amca bize resmen babalık yapıyor..bizlerle oyunlar oynuyor, anneler çalıştığından, erken geldiğinde soframızı hazırlıyor, neler neler..
Bu sabah benim için çok sıradan bir gündü.
Annem arayana kadar..
Yani annem genelde sabahları hep arar, birkaç dakikalık kısa rutin konuşmalarımız vardır ama bu başka..
Ömer Amcamı kaybetmişiz..
Ben iyi insanlar yatağa düştüğünde, buraları çok çabuk terkettiğine inanırım.
Bir gece önce yoğun bakıma alınmış, ertesi gün sabaha karşı anneme haberi gelmiş..
Ömer Amca'yı bir tanısaydınız..
Kimseye zararı olmayan, herkese babalık yapan, koca yürekli, şeker bir adamdı…
Şimdi bir babamı daha yitirdim..
İzmir günlerdir günlük güneşlikti, bugün yağmurlu..
Az önce burada da yağmur başladı.
Gökyüzü bile Ömer Amcam için üzülüyor..
Ah be Kasım yine attın çalımını..
Hay Allah...Acını paylaşıyorum Ayşe. Allah Ömer amcaya rahmet etsin, huzur içinde olsun. O nasıl size ikramda bulunduysa, Allah da ona kendisine yakışır şekilde ikramda bulunsun.
YanıtlaSilSevgilerimle.
Betül ne güzel bir dilekmiş bu…çok teşekkür ederim..
SilSevgiler
Çok üzgünüm Özgür, keşke Özgül'ün yanında olabilseydik..
YanıtlaSilOkurken gözlerim dolu dolu oldu Ayşe'cim, mekanı cennet olsun. Yakınlarına sabır diliyorum.
YanıtlaSilSağolasın Sebicim, bu Kasım hep böyle işte..:(
YanıtlaSilAllah rahmet eylesin Ömer amcaya...yakınlarınada sabır versin.
YanıtlaSilsağolasın rehber..sevgiler
SilAllah mekanını cennet kabrini Gül bahçesi etsin inşallah.Sana,ailesine sabır versin.Güzel bir insan güzel bir ayda Hakkın rahmetine kavuşmuş.
YanıtlaSilAmin Seval, çok sağolasın..evet çok güzel zamanda gitti..zaten dünya iyisi bir insandı, ne kimsenin dedikodusunu yapar, ne kimse hakkında fesat düşünür, ne de kimseyi kırardı..öyle kendi halinde, deli dolu, neşeli bir adamdı işte..nur içinde yatsın..
Siltüh hay allah. başınız sağolsun.
YanıtlaSilfotoda da çok hoşmuş.
sağolasın deep, dostlar sağolsun..
Silcanımmm başınız sağolsun :(
YanıtlaSilsağolasın Aslıcım..
SilÖncelikle başınız sağolsun, mekanı cennet olsun. Ben iyi insanların kasımda öldüğüne inanır oldum gitgide. Babam, kuzenim, Atatürk... Madem bir gün öleceğiz, ben de kasımda ölürüm umarım. Alt metni anladığınızı biliyorum :)
YanıtlaSildolly selam,
Silteşekkür ederim, dostlar sağolsun..
bir gün hepimiz vademizi dolduracağız, o yüzden hep bunu hatırlayıp, iyi ve ahlaklı insan olmaya çabalamak lazım, gerisi teferruat..
sevgiler