Meg Ryan'ın fakirhanesi

Yazan: -
Romantik/komedi türündeki filmleri oldum olası sevmişimdir.
Bazen çok canım sıkkın olduğunda ya da içim sıkıldığında, bu türde bir film izlemek bana iyi gelir, neşelendirir, hayatta hep kötü sonların olmadığına, herşeyin yoluna gireceğine inandırır.

İşte bu türün unutulmaz oyuncularından, Meg Ryan'ın bütün filmlerini izlemişimdir sanırım:)
Ah o sevimliliği, kısacık, darmadağın sarı saçları, incecik fiziğiyle kadınların bile bayıldığı Meg Ryan'ın geçenlerde bir fotoğrafını gördüm..fazla cerrahi müdaheleden olsa gerek, yüzü çok kötü görünüyordu:/ Keşke doğal yaşlanmayı tercih etseydi..

Onun hep bu halini hatırlamak istiyorum
Bu metamorfoz geçirmiş halini değil:/
Neyse biz gelelim Meg Ryan'ın yazlık evine..
Yazlarını Massachusetts eyaletine bağlı Martha's Vineyard Adası'nda -hatırlarsanız birkaç sene önce Obama da bu adada tatil yapmıştı- geçiren Ryan'ın oldukça sade döşenmiş bir evi var.

Evin böyle bir manzarası var
Genel olarak ev modern çizgilere sahip.
Mutfağın bu kadar aydınlık olması harika birşey..
Tavan detayı da harika..
Evin genelinde kullanılan acı kahve renginin boğuculuğu, beyaz mobilyalar ve beyaz duvarlarla kırılmış..çok ferah görünüyor.
Evin girişi.

Sanırım ben ev dekorasyonunda mor, lila renklerini sevmiyorum..kahverengiyle de hiç beğenmedim:/
 Keşke bu odada biraz renk olsaymış..
Yazıyı favori filmlerimden biri olan French Kiss/ Fransız Öpücüğü filminin müziğiyle bitirmek istiyorum.
Hepimize nefis bir haftasonu olsun!
Sevgiler

Yorumlar

  1. şebnem12 Temmuz 2013 13:45

    Ayşeciğim,
    Meg Ryan'ın tüm filmlerini izledim sanırım,bazılarını tekrar tekrar..
    Filmlerini çok sevmeme rağmen evini hiç beğenemedim.Olmuş mu şimdi Meg teyzem,hiç yakışmış mı?:)
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  2. smyrnetalya12 Temmuz 2013 16:17

    valla ben de beğenmedim Şebnem..
    ama "fakirhaneler" sözkonusu olunca hepsini yayınlıyorum biliyorsun:)
    ve evet bence de çok samimiyetsiz bir ev bence..sanki evde hiç yaşanmıyor gibi..
    sevgiler

    YanıtlaSil
  3. Adsız15 Temmuz 2013 09:40

    Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Nilgün Torunoğlu1 Ekim 2014 13:55

    Çok seviyorum Meg'i ben de. You have got mail ve Sleepless in Seatle bilgisayarımda kayıtlıdır içim daralınca izlerim. Bir de Sandra Bullok'u çok severim,onun evi nasıl acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. smyrnetalya13 Ekim 2014 14:00

      aaaa bak hiç Sandra Bullock'a bakmak aklıma gelmemişti..birara bakayım..zaten ne zamandır "fakirhane" de yayınlamamışım, bu aralar pek serdim://

      Sil
  5. Adsız15 Mart 2017 13:23

    yaşlı bir kadın haline gelmiş

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cam balkona perde ama nasıl?

Yazan: -
Resim
Her ne kadar Antalya'da bir yağmur yağıp bir güneş açsa da, mağazalar geleneksel "balkon mobilyası ve aksesuarları tacizi"ne başladılar bile:) O kadar yoğun bir taciz ki, yapı marketler ve mağazalardan gelen mail ve mesajların çoğunu artık okumadan silmeye başladım:/ Bahar yorgunluğundan mıdır nedir, henüz temizlik, hazırlık, düzenleme anlamında hiçbirşey yaptığım yoktu düne kadar..Dün söylene söylene eczaneye attım kendimi..Eczacımızdan-yıllardır aynı yere giderim, gece telefon etme lüksüm bile vardır kendisine- bahar yorgunluğunu atlatabileceğim bir vitamin rica ettim, bu sabah itibarıyla kullanmaya başladım, çünkü birinin bu evi adam etmesi lazım!:) Eczane çıkışı  ilk iş balkon perdeleri araştırmasına koyuldum. Benim balkon  malum  .. Geçen sene balkon yazımda bahsetmiştim, taşındığımız gibi duruyor balkon, evde yeni olduğumuz için yıl boyunca nasıl kullanacağımı görmek istedim...hemen acele edip birşeyler yapılınca, sonra kullanmadığınız ya da kullanmakta
Devamı

Sanat dolu tuvalet ve banyolar

Yazan: -
Resim
Öncelikle sizden bir ricam var. Az sonra bahsedeceğim konuya önyargılı yaklaşmamanızı rica ediyorum:) Dün size kısaca büyük banyomdan bahsetmiştim. Bilhassa duvarların boş olmasıyla ilgili olsa gerek, çok soğuk görünüyor gözüme.. Sonra farkettik ki, yerdeki paspas çok küçük ve açık renk, duvarlar da bomboş.. İlk etapta duvarlardan birine çok yakın bir dostumun getirdiği hediyeyi asmaya karar verdim..Tam klozetin sol üst köşesine.. Aslında arkadaşım bu mumluğu balkon için almış. Ama benim balkon malum, dört bir yanı cam kaplı. Ben de o kadar sevdim ki bu mumluğu, değiştirmeye kıyamadım, banyoya asmaya karar verdim:) Akşamları mumları yaktığımda hem banyoya nefis bir koku yayılıyor, hem de ortaya çıkan görüntü gerçekten çok güzel ve huzur verici.. Ama sırf bu mumluk bile kurtarmadı banyoyu. Şimdi yeni şeyler eklemem lazım, zira lavabonun yanındaki duvar hala boş..Havluluktan itibaren hala hatırı sayılır bir alan var ve oranın bomboş durmasını sevmiyorum. Ben de buraya bir
Devamı

Fırından öte: AGA

Yazan: -
Resim
AGA fırın -aslında fırın demek haksızlık, "pişirme ünitesi" daha uygun bir kelime- denince benim aklıma gelen ilk kelime mutfak, yemek ya da pasta değil,  "haute couture" :) Yani AGA da mutfak endüstrisinin bir Chanel 2.55'i ya da Hermes Birkin'i desek, abartmış sayılmayız:) Eh tabii bir Chanel ya da Hermes'le karşılaştırdığıma göre fiyatları hakkında da tahminleriniz oluşmuştur:) Hikaye 1929 yılında İsveç'te başlıyor. Nobel ödüllü bilimadamı ve mucit Dr. Gustaf Dalen, eşinin yemek yaparken ne kadar zorlandığını görünce, bu fırını geliştiriyor. Daha sonra bu üniteler ülke değiştiriyor ve İngiltere'de tarihi bir dökümhanede üretilmeye devam ediliyor. Bu ünitelerin en büyük özelliği, 70 yıldır tasarımının hiç değişmemiş olması ve gelişen, değişen bu teknoloji çağında hala seri imalat yapmaması..Tabii tek özelliği bu değil, ısıyı çok homojen bir şekilde yayması sebebiyle pişirdiği her yemeğin süper lezzetli olması, bir su ısıtıcısından çok dah
Devamı