Adam Levine'in Fakirhanesi

Yazan: -
Aslına bakarsanız bu görselleri gördüğüm an aklıma ilk gelen kişi blogger arkadaşım Şebnem (http://sebnemindunyasi.blogspot.com) oldu:)

Şebnemcim bu yazı önce sana, sonra tüm Maroon5 ve Adam Levine sevenlere gelsin:)

Antalya'ya yeni gelmiştim, 2005 yazıydı. Bir iş teklifi üzerine buradaydım ve henüz Mayıs ayı olmasına rağmen sıcak şimdiden kendini gösteriyordu (şu an hala battaniye ile yatıyorum, ilk geldiğim günlerle alakası yok:))

Her neyse, ofise ilk gittiğim gün Isabelle beni temkinli, fakat güleryüzle karşıladı. Oldukça sıcakkanlı ve rahat iletişime geçebilen biri olarak o an tutuldum, söyleyecek birşeyim yoktu, aynı şekilde onun da...O anda Isabelle'in bilgisayarından gelen ses - "this love has taken its toll on meeee, she said goodbyeee to many times beforee" - muhabbetimizin başlangıcı oldu:

- Maroon5 seviyorsun demek
- Evet, severim, keyifle dinlerim, bu şarkılarını çok beğeniyorum

gibisinden birşey..

Ben de severim Maroon5. Yani hayranlık derecesinde değil belki ama birkaç şarkısını keyifle dinliyorum.
İşte bu Maroon5'ın tapılan ana vokalisti Adam Levine, doğup büyüdüğü Kaliforniya'dan kopmamış, ünlü olduktan sonra da orada yaşamaya devam etmiş..

Eve pek bayıldığımı söyleyemem.
En çok hoşuma giden detay, el dokuması halılar oldu.

Siyah perde mi...yooooo:/
Çok soğuk..aslına bakarsanız tam bekar bir erkeğe uygun bir banyo:) Bazen düşünüyorum da, eşlerimizin/sevgililerimizin seçme şansı olsa, bizim dekore ettiğimizden daha farklı, daha maskülen evler istemezler miydi? Bilmiyorum, çünkü eşim şu an yaşadığımız evi çok sevdiğini, huzurlu olduğunu söylüyor:)
 


"Mutsuz olunacak mutfak" tarifi benim için bu sanırım..kahverengi+siyah..aman tanrım:/


Silahlardan nefret ettiğimi söylemiş miydim?
Geçenlerde Discovery Channel'da silahlarla ilgili bir belgesel -yanılmıyorsam Magnum'lardan bahsediyordu-vardı, eşim de ilgiyle izliyordu..nesi ilgi çekicidir ki?
Gerçi bu beyefendinin bir Amerikalı olduğunu düşünürsek, silah kültürleri sebebiyle belki bu resimi hoş karşılayabiliriz...kesinlikle bana göre değil..

Çok iç karartıcı..
Başucundaki abajurun ayağı tüfek şeklinde mi, yoksa ben mi yanlış görüyorum?:/

 
Halıya bayıldım..
Kapitone pufun rengi de çok güzel..
Retro mobilyaları sevmiyorum, bu mini dolap ta hiç bana göre değil..

Herkese dost sofralarının etrafında, keyifli, huzurlu ve mutlu bir haftasonu diliyorum!
Tabii ki Maroon5 şarkısıyla hoşçakal diyeceğiz:)
Sevgiler:)

Yorumlar

  1. şebnem17 Mayıs 2013 11:57

    Ayşecim facebook sayfanda bu yazıya yönlenirken Adam Levine'i gördüğüm gibi dedim ki kulaklarım çınlayacak :) yanılmamışım :)
    Adam Levine'in maroon 5'ta çıktığından beri hastasıyım bilmeyen yok artık zaten,sesi fiziği maşallah muhteşem.Hem işine hem fiziğine duyduğu saygı nedeniyle her zaman takdir ettiğim biridir.
    Evindeki detaylardan bazılarını(halısını vs) instagramdan da onu takip ettiğim için görmüştüm.Çok iyi oldu bu yazın :) Evi çok karanlık ama zaten hayatı konser ve turnelerde geçtiği için pek özenmemiş sanırım.Ben musevi olmasından mütevellit dini dekoratif detaylar da olabilir diye tahmin ediyordum ama yokmuş.
    Neyse Adam Levine'e ne yapsa bayılırız,evi güzel değilse de şarkıları nefis.. :)
    Öperim çok,sevgiler

    YanıtlaSil
  2. smyrnetalya17 Mayıs 2013 14:01

    Valla aklıma ilk sen geldin:)
    Hımmm bak hiç böyle -hayatının turne ve konserlerde geçtiği düşüncesi- gelmemişti, söylediğin mantıklı..zira Madonna'nın da evinde öyle bir boşluk var, sanki ev, daha doğrusu "yuva" gibi değil..
    Sevgiler:)

    YanıtlaSil
  3. gzlşeylerrehberi20 Mayıs 2013 11:20

    Selam arkadaşlar, erkek evi diye bir şey var gerçekten. Onlar için İhtiyaçlara cevap versin yeter. Evimde delikanlı yaşta iki oğlum ve eşim bana maskülen neymiş öğrettiler:)) Sağolsunlar.
    O da bir yana müzik bilgim güdük kaldı benim, Adam Levine de kim yahu oldum. Baktım, dinledim teşekkürler Smyrna:))

    YanıtlaSil
  4. smyrnetalya20 Mayıs 2013 15:35

    Rehber selam:)
    Rica ederim, ne demek:)
    ama ne yalan söyleyeyim, son çıkanları ben de takip etmekte zorlanıyorum:))
    Sevgiler

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cam balkona perde ama nasıl?

Yazan: -
Resim
Her ne kadar Antalya'da bir yağmur yağıp bir güneş açsa da, mağazalar geleneksel "balkon mobilyası ve aksesuarları tacizi"ne başladılar bile:) O kadar yoğun bir taciz ki, yapı marketler ve mağazalardan gelen mail ve mesajların çoğunu artık okumadan silmeye başladım:/ Bahar yorgunluğundan mıdır nedir, henüz temizlik, hazırlık, düzenleme anlamında hiçbirşey yaptığım yoktu düne kadar..Dün söylene söylene eczaneye attım kendimi..Eczacımızdan-yıllardır aynı yere giderim, gece telefon etme lüksüm bile vardır kendisine- bahar yorgunluğunu atlatabileceğim bir vitamin rica ettim, bu sabah itibarıyla kullanmaya başladım, çünkü birinin bu evi adam etmesi lazım!:) Eczane çıkışı  ilk iş balkon perdeleri araştırmasına koyuldum. Benim balkon  malum  .. Geçen sene balkon yazımda bahsetmiştim, taşındığımız gibi duruyor balkon, evde yeni olduğumuz için yıl boyunca nasıl kullanacağımı görmek istedim...hemen acele edip birşeyler yapılınca, sonra kullanmadığınız ya da kullanmakta
Devamı

Sanat dolu tuvalet ve banyolar

Yazan: -
Resim
Öncelikle sizden bir ricam var. Az sonra bahsedeceğim konuya önyargılı yaklaşmamanızı rica ediyorum:) Dün size kısaca büyük banyomdan bahsetmiştim. Bilhassa duvarların boş olmasıyla ilgili olsa gerek, çok soğuk görünüyor gözüme.. Sonra farkettik ki, yerdeki paspas çok küçük ve açık renk, duvarlar da bomboş.. İlk etapta duvarlardan birine çok yakın bir dostumun getirdiği hediyeyi asmaya karar verdim..Tam klozetin sol üst köşesine.. Aslında arkadaşım bu mumluğu balkon için almış. Ama benim balkon malum, dört bir yanı cam kaplı. Ben de o kadar sevdim ki bu mumluğu, değiştirmeye kıyamadım, banyoya asmaya karar verdim:) Akşamları mumları yaktığımda hem banyoya nefis bir koku yayılıyor, hem de ortaya çıkan görüntü gerçekten çok güzel ve huzur verici.. Ama sırf bu mumluk bile kurtarmadı banyoyu. Şimdi yeni şeyler eklemem lazım, zira lavabonun yanındaki duvar hala boş..Havluluktan itibaren hala hatırı sayılır bir alan var ve oranın bomboş durmasını sevmiyorum. Ben de buraya bir
Devamı

Fırından öte: AGA

Yazan: -
Resim
AGA fırın -aslında fırın demek haksızlık, "pişirme ünitesi" daha uygun bir kelime- denince benim aklıma gelen ilk kelime mutfak, yemek ya da pasta değil,  "haute couture" :) Yani AGA da mutfak endüstrisinin bir Chanel 2.55'i ya da Hermes Birkin'i desek, abartmış sayılmayız:) Eh tabii bir Chanel ya da Hermes'le karşılaştırdığıma göre fiyatları hakkında da tahminleriniz oluşmuştur:) Hikaye 1929 yılında İsveç'te başlıyor. Nobel ödüllü bilimadamı ve mucit Dr. Gustaf Dalen, eşinin yemek yaparken ne kadar zorlandığını görünce, bu fırını geliştiriyor. Daha sonra bu üniteler ülke değiştiriyor ve İngiltere'de tarihi bir dökümhanede üretilmeye devam ediliyor. Bu ünitelerin en büyük özelliği, 70 yıldır tasarımının hiç değişmemiş olması ve gelişen, değişen bu teknoloji çağında hala seri imalat yapmaması..Tabii tek özelliği bu değil, ısıyı çok homojen bir şekilde yayması sebebiyle pişirdiği her yemeğin süper lezzetli olması, bir su ısıtıcısından çok dah
Devamı