Mutlu olmak için...

Günaydın günaydınnn!:)
Aslında benim için öğle olmak üzere, zira sabahın 05.30-06.00 sında uyanmaya alışkın olmayan bu bünye, bu saatleri öğle saati olarak algılıyor:)

"Bu sabah olağanüstü ne vardı da, bu saatte kargalar yemeğini yemeden uyandın?" diye soracak olursanız, dün gece Hızır benim gül dalına uğrar diye bir ümit, dileklerimi suyla kavuşturmaya gittim!:) 

Şimdi söyleyeceklerime itirazlar gelebilir -dün gece kişisel Facebook sayfamda duygularımı paylaştığımda kimileri fikrime pek katılmadı-  ama İzmir'de Hıdırellez başkadır:) Çocukluğumdan beri baharın gelişi orada ayrı bir kutlanır; akşam yemek sonrası millet sokağa dökülür, ateşler yakılıp üzerinden atlanır, bu kısa seramoni sonrası herkes dileklerini yazıp bir gül dalına asar, sonrasında da tüm millet sahile akın eder....öyle böyle bir kalabalık değil, sanırsınız ki çok büyük, ulusal bir bayram var:) Sonra sabahın ilk ışıkları ile birlikte, dilekler gül ağacından alınıp yeniden sahile gidilir, kağıda döktüğümüz tüm niyetler suyla buluşur..

Ben Antalya'ya taşındığımdan bu yana etrafta bir coşku, bir Hıdırellez havası olmadığından, son zamanlarda artık gül ağacına dileklerimi de asmaz olmuştum...Ama dün gece balkonda açan gülüme bakarken içimden geldi, bir kağıt alıp dileklerimi yazdım.


Sonra bildiğiniz gibi Smyrnetalya'nın Facebook sayfasında hatırlatmamı yaptım. O hatırlatmayı gören çok eski bir dostum gül ağacı bulamadığından dert yanmış, hemen bu güzel insan için de dilekler dilendi:)

Sonrası malum..
Sabahın 06.00sında bizim evin biraz ilerisindeki Düden Şelalesi'nin bitiş noktasına gidilip, dilekler suya salıverildi:)

Beni şaşırtan, gece sokağa çıkıp Hıdırellez için kutlama yapmayan Antalya insanını sabahın köründe şelale başında görmek oldu:))



70lik anam da -Allah ona sağlıklı ve uzun bir ömür versin- bizden geri kalmayıp sabahın köründe bize eşlik etti:)


Herkes isteklerine kavuşmak ve mutlu olmak için dileklerini sundu..
Ama aslında mutlu olmak çok kolay...bu sizin hayata nasıl baktığınızla alakalı sanırım..

Mesela eşim..
Dün gece hem mutlu hem buruktu; mutluydu, çünkü Galatasaray dün gece bir maç kala şampiyonluğunu ilan etti...buruktu, zira Galatasaray Lisesi'nden çocukluk arkadaşlarının -enteresandır, bunca yıldır hala çok samimiler- İstanbul'da birarada yemek+maç keyfi yaptıklarını öğrendi:) Biliyorum ki, sadece o masada onlarla olmak onu mutlu etmeye yeterdi, işleri şu ara çok yoğun olmasa giderdi de..işte bu kadar basit mutlu olmak..

Bana gelince..
Bir banyo perdesine uzun sürelik mutluluğumu garantiledim:))
Benim misafir banyosunun perdesiz halini hatırlarsınız..
Ah ne kötü duruyordu perdesiz..işte orası için nihayet bir karar verebildim (ah biz Teraziler:/) 


Perde ucuna diktirdiğim uçlara gelince, çevresinde "el işi gurusu" olarak tanımlanan annem Fiko'ya ait:)
Eski evimde mutfak perdemin uçlarındaydı, şimdi banyoya transfer oldular:)
Çok güzel tablolar da aldım banyo için ama henüz asamadım.
Balkon perdelerim de takıldı, artık güneş bizi haşat etmeden rahat rahat kahvaltımızı edebiliyoruz:) Gerekli düzenlemeleri yapar yapmaz sizlerle paylaşacağım.


Mutlu olmak için beklemeyin, etrafınıza bakın..
Ama önce şu keyifli müzikleri dinleyin:)
Bu arada Sezen Aksu'nun İzmir'de çektiği bu klibin başındaki dilek dileyen güzel insan arkadaşımız İdil..söylemeden geçemeyeceğim, bu klipte görüldüğünden daha da güzeldir kendisi:)

Herkese işlerinin rast gittiği, çok mutlu bir hafta diliyorum!
Ve Galatasaray taraftarı tüm okurlarımı yürekten tebrik ediyorum!
Sevgiler:)


Yorumlar

  1. Bizim 4 ayaklı kızımız sayesinde 6- 6:30 bizim standart kalkış saatimiz oldu..Aslında seviyorum erken kalkmayı, insanın önünde kocaman bir gün oluyor..Bu arada banyo perdesine bittim, annenin ellerine sağlık, bir anda her şey nasıl özel, nasıl farklı olmuş..Seviyorum işte böyle şeyleri :))

    YanıtlaSil
  2. Ayşegül selam,
    Ben de çok seviyorum erkenden kalkmayı ancak geceleri bir türlü vaktinde yatmayı beceremediğimden -ve oğlumun da benim kadar uykuyu seviyor olmasından- benim için problem oluyor..ancak bu kadar erken uyandıysam acayip pozitif bir ruh hali oluyor bende:))
    Çok teşekkür ederim, evlendiğimden bu yana keyifle kullanıyorum bu dantelleri..ben de çok severim böyle şeyleri, o muhteşem kanaviçe yastıklarınız hala aklımda:)))

    YanıtlaSil
  3. Merhaba, ama o ne güzel elişleri öyle bak örneğin çıkarabilirim o derece yani. Ayrıca sende hep bir gurbet hali var sanırım, hissediliyor yazılarından. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. Rehber selam:)
    Valla örneğini çıkarabiliyorsan sen de annem gibisin demektir, bravo!:)
    Gurbet haline gelince..evet Antalya'yı çok seviyorum ama tabii ki Ege'yi özlüyorum, en çok ta dostlarımı..zaten sırf bu yüzden her fırsatını bulduğumuzda biraraya geliyoruz:)
    Kısmet olursa, yaşlılığımda yeniden büyüdüğüm yerlere olmasa bile -İzmir- çevresinde bir yerlerde yaşama niyetim var:)
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  5. Benim çocukluğumda anneler,teyzeler daha ufacıktan eli kırılsın diyerek elimize tığ tutuştururlardı. Daha sonraları ben eski işlere merak saldım ve ince dantel ipliğini hepten reddederek hani aslında yorgan kaplanan pamuk ipliği kullandım. Hem çok doğal hem de daha kişilikli duruyor. Ama sıksam çıkarırım örneği de sanırım:)) Elişi öyle küçümsenecek bir şey değil ve gerçekten çocukların motor yeteneklerini de geliştiriyor.

    YanıtlaSil
  6. çok güzel olmuş banyo perden canım güle güle kullan
    balkonu merak edenlerdenimmmm

    YanıtlaSil
  7. Evet hatırlarım, benim annem de elime tığ ve şiş tutuşturmaya çok çalıştı ama ben bir türlü ısınamadım:) Hala da kullanmasını severim ama yapmakla pek işim olmaz...belki ileride merak salarım, bilmiyorum..

    YanıtlaSil
  8. Kadiscim selam,
    Balkonumun mobilyalarını bu ay sonundan önce getiremeyecek mobilyacımız, o yüzden ay sonu kısmetse paylaşırım;)
    Sevgiler, öpücükler

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cam balkona perde ama nasıl?

Fırından öte: AGA

Evde kaç tuvaletiniz var?