40 Yıl Hatırı Var!


Nasıl? Kokusu geldi mi?:-)
Yalnız bunun kokusunda şaşırabilirsiniz, damla sakızlı kendileri..bayılırım...genelde evde hep bir damla sakızlı kahve stoğum olur, annem, abim, artık kim gidip gelirse o anda İzmir'e, tek siparişim bu kahve ve boyoz olur:-) Gerçi son zamanlarda kahve istemiyorum artık, çünkü büyük marketlerde de satmaya başladılar damla sakızlı Türk kahvesi..

Bizim evin "olmazsa olmaz"larındandır Türk kahvesi..
Evlenmeden önce, annemin evinde hemen her kahvaltı sonrası içilen yegane içecekti kendisi...şimdi ancak eş  dost olduğu zaman ya da akşam yemeği sonrası eşimle içmeyi tercih ediyorum. Bu öyle meret bir içecek ki, yarenin olmadan hiçbir tat vermiyor...tıpkı rakı gibi, mutlaka güzel bir sohbet eşliğinde keyifli hale geliyor. 

Geçenlerde bir yerde okumuştum, Türkler kahve tüketimi sırasında ilk 100'e bile girememişler..günün ilk öğünü "kahvealtı" olan bir milletin, kahve tüketiminde nasıl bu kadar gerilerde olduğunu duyunca çok şaşırdım. Hatta öyle bizdendir ki kahve, "bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var", "gönül ne kahve ister ne kahvehane/ gönül sohbet ister, kahve bahane" gibi atasözü ve sözler de dilimize yerleşip, kız isteme gibi özel bir törende bile bu içecek içilirken ister istemez bu araştırma sonucunu yadırgıyor insan..

Osmanlı'nın kahveyle tanışması Kanuni Sultan Süleyman zamanına rastlıyor: Yemen Valisi saraya kahve getiriyor ve kısa zamanda önce saray sonra da halk tarafından benimseniyor. Ve bir süre sonra bilginler ve halkça tanınmış kişilerin buluşma noktası olacak olan kahvehaneler açılmaya başlıyor...günümüzde kahvehanelerin ne kadar amacından saptığı gün gibi aşikar:-)

Türk kahvesi konusunda sürekli tartışmalar vardır, Yunanlılar kahvenin kendilerine olduğunu iddia ederler mesela..Aslında hepimiz biliyoruz ki "Türk kahvesi çekirdeği" diye birşey yok, sadece bizim kahveyi pişirme yöntemimiz başka milletlerden farklı olduğu için adı Türk kahvesi. 

Önceden iyi bi Türk kahvesi pişiricisi sayılırdım ancak "makine çıktı, mertlik bozuldu":-)) Son birkaç yıldır hayatımızda olan Türk kahvesi makineleri o kadar iyi ki, cezvenin başında bekleyip "ha taştı, ha çok kaynadı, ha köpüğü gitti" gibi dertlerimiz de kalmadı artık:-) Benim için son zamanların en iyi buluşu sayılabilir kendileri:-))

Telve ile ikram edilen tek kahve Türk kahvesi olunca, tabii kahve falları da kaçınılmaz oluyor:-) İnanıp inanmak size kalmış ama çok ciddiye almazsanız, kahve sonrası fal muhabbeti hakikaten eğlencelidir:-) İyi fal bakan biri olmayı isterdim, ne yazık ki çevremde de yetenekli birileri yok, o yüzden biz de işi eğlenceye vuruyoruz:-))

Antalya'ya yolunuz düşerse, hele bir de güzel fal bakıyorsanız, mutlaka bir kahve keyfine beklerim efendim:-)

Genelde müzikle veda etmek bu blogun ritüellerinden oldu sanırım...:-) Kahve keyfinizi ikiye katlayacak güzel bir müzik paylaşmak istiyorum..

Yorumlar

  1. Türk kahvesine evlilik nedeniyle geldiğim Adana'da alıştım. Bizde pek içilmezdi. Kayınvalidelerde, büyük aile kahvaltılarından sonra hemen ya da gün içinde bir kaç kez kahve yapılması, kahveye eşlik eden bol gürültülü sohbetler derken...kahvenin yeri ve önemi arttı hayatımda. İşi biraz daha ileriye taşıyıp, değişik ruh halleri için değişik desenli ya da biçimli fincanlar kullandığımı da eklemeliyim :-)
    Şurada neden kahveyi değil de çayı çok içiyormuşuz, kısa bir bilgi var :
    http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21458297.asp

    Kahve kokulu günler dilerim.

    YanıtlaSil
  2. Okudum Sahrap Soysal'ın yazısını, çok teşekkür ederim..hep sormuşumdur "neden Türk kahvesi bu kadar yaygın değil" diye, sebebini de öğrenmiş oldum:-)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cam balkona perde ama nasıl?

Sanat dolu tuvalet ve banyolar

Fırından öte: AGA