Bleu Blanc

Yazan: -
Mavi-beyazı sevdiğimi duymayan kalmadı sanırım:-)
Son zamanlarda pekçok tüketim malzemesinin arkasındaki "Made in PRC" baskısını gördüğümüz an yüzümüz küçümser bir ifade takınıyor ancak Çinliler'in porselen konusundaki deneyim ve becerisi tartışılmaz..Bugün övgüyle bahsettiğimiz Almanya ya da Polonya porselenlerinin anavatanı Çin'dir, gezginler aracılığıyla Avrupa'ya gelen porselen ve porselen boyama sanatı, sonrasında Osmanlı'yı da etkisi altına almıştır.

Mavi-beyazın en yakıştığı yerlerden biri de, günümüzde "bleu blanc" (mavi-beyazın Fransızca şeklidir, blö blan diye okunur) olarak anılan porselenlerdir.

Ben dekorasyonda country, klasik ve uzakdoğu stilininin harmanlandığı evleri seviyorum. Açıkçası bir tarz seçip, aynı tarzı devam ettirme gibi bir derdim yok, sevdiğim herşeyin birarada olmasını tercih edenlerdenim ..yani eklektik, keyfe keder dekorasyon anlayışı benim için daha uygun..

Bleu blanc'ları evinizde yemek masasından yatak odasına, balkondan mutfağa kadar her alanda uygulayabilirsiniz.

Bu benim en sevdiğim, tabağa resmen aşık oldum:-) Böyle bir takım istiyorum!


Yemek masasında gerçekten muhteşem duruyorlar, bunlar da başka örnekler..



Bu taburelerden Paşabahçe'de vardı birara, geçenlerde satın almak için gittiğimde kalmadığını, ancak yeniden gelme ihtimalinin olduğunu belirttiler; bir umut bekliyoruz:-)


Antreyi de bleu blanc'larla dekore edebilirsiniz:



Mutfağa da çok yakışıyorlar




Bunlar da kullanılan diğer alanlar..









Yorumlar

  1. Adsız5 Eylül 2012 16:41

    evdeki işler ancak bitiyor fırsat bulup şimdi hızlıca göz attım bloğa ellerine sağlık gayet güzel gidiyor bence resimler harika fenerli avizelere bayıldım şu sıralar mutfağıma yatak odama avize bakıyorum ondan olsa gerek mavi beyazdan çok avizelere takılı kaldım görüşmek üzere sevgiler/çiğdem

    YanıtlaSil
  2. Smyrnetalya5 Eylül 2012 19:06

    Çiğdem merhaba,

    Beğenmene çok sevindim!
    İşlerinin çok olduğunu tahmin edebiliyorum, kolay gelsin..
    Yardıma ihtiyacın olursa ben buradayım
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  3. MONICA LIVAS2 Kasım 2012 16:30

    Çok güzel görseller. Paylaşım için teşekkürler!

    YanıtlaSil
  4. Mustafa Su4 Şubat 2013 12:59

    Eşim koyduğunuz Bleu Blanc fotoğraflarına hayran kaldı.. Sorun şu; onu bu kadar heyecanlandırdıktan sonra nasıl temin/satın alınacağını da belirtseydiniz iyi olurdu..

    Sevgiler ve başarılar..

    YanıtlaSil
  5. smyrnetalya4 Şubat 2013 14:47

    Mustafa Bey merhaba,
    Öncelikle bloguma gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim.
    Fotoğraflarda gördüğünüz porselenlerin büyük bir kısmını antikacılardan, müzayedelerden bulabileceğiniz gibi, yeni nesil üretilen bleu/blanc porselenleri çeşitli porselen üreticilerinde bulabilirsiniz:) Mesela 4. fotoğraftaki taburelerden son zamanlarda görmüyorum ama bir dönem Paşabahçe'de satılıyordu, bilginize..
    Dilerim yardımcı olabilmişimdir..
    Sevgi ve saygılarımla,

    YanıtlaSil
  6. Adsız6 Şubat 2013 15:36

    İlginiz için candan teşekkürler ederim..

    Sevgi ve saygılarımla

    Mustafa Su

    YanıtlaSil
  7. Mustafa Su6 Şubat 2013 15:38

    İlginiz için candan teşekkürler ederim..

    Sevgi ve saygılarımla...

    Mustafa Su

    YanıtlaSil
  8. aykut21 Nisan 2013 02:07

    bende antika bir gümüş çatal bıçak takımı var 1800 lerden rus malı böyle mavi beyaz porselen bir yemek takımıyla kullanmak istiyorum aca nerden bula bilirim bu takımlardan bilginiz varmı?
    alakanız için şimdiden teşekkürker

    YanıtlaSil
  9. smyrnetalya21 Nisan 2013 17:03

    Aykut Bey merhaba,

    Tüm porselen markalarına bakmakta fayda var, zira her yeni sezonda yeni ürünlerle karşımıza çıkıyorlar..
    Yanlış hatırlamıyorsam Villeroy&Boch ve Rooms'ta bu sezon bu tarzda takımlar mevcuttu..
    İyi Pazarlar.
    Saygılar

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cam balkona perde ama nasıl?

Yazan: -
Resim
Her ne kadar Antalya'da bir yağmur yağıp bir güneş açsa da, mağazalar geleneksel "balkon mobilyası ve aksesuarları tacizi"ne başladılar bile:) O kadar yoğun bir taciz ki, yapı marketler ve mağazalardan gelen mail ve mesajların çoğunu artık okumadan silmeye başladım:/ Bahar yorgunluğundan mıdır nedir, henüz temizlik, hazırlık, düzenleme anlamında hiçbirşey yaptığım yoktu düne kadar..Dün söylene söylene eczaneye attım kendimi..Eczacımızdan-yıllardır aynı yere giderim, gece telefon etme lüksüm bile vardır kendisine- bahar yorgunluğunu atlatabileceğim bir vitamin rica ettim, bu sabah itibarıyla kullanmaya başladım, çünkü birinin bu evi adam etmesi lazım!:) Eczane çıkışı  ilk iş balkon perdeleri araştırmasına koyuldum. Benim balkon  malum  .. Geçen sene balkon yazımda bahsetmiştim, taşındığımız gibi duruyor balkon, evde yeni olduğumuz için yıl boyunca nasıl kullanacağımı görmek istedim...hemen acele edip birşeyler yapılınca, sonra kullanmadığınız ya da kullanmakta
Devamı

Sanat dolu tuvalet ve banyolar

Yazan: -
Resim
Öncelikle sizden bir ricam var. Az sonra bahsedeceğim konuya önyargılı yaklaşmamanızı rica ediyorum:) Dün size kısaca büyük banyomdan bahsetmiştim. Bilhassa duvarların boş olmasıyla ilgili olsa gerek, çok soğuk görünüyor gözüme.. Sonra farkettik ki, yerdeki paspas çok küçük ve açık renk, duvarlar da bomboş.. İlk etapta duvarlardan birine çok yakın bir dostumun getirdiği hediyeyi asmaya karar verdim..Tam klozetin sol üst köşesine.. Aslında arkadaşım bu mumluğu balkon için almış. Ama benim balkon malum, dört bir yanı cam kaplı. Ben de o kadar sevdim ki bu mumluğu, değiştirmeye kıyamadım, banyoya asmaya karar verdim:) Akşamları mumları yaktığımda hem banyoya nefis bir koku yayılıyor, hem de ortaya çıkan görüntü gerçekten çok güzel ve huzur verici.. Ama sırf bu mumluk bile kurtarmadı banyoyu. Şimdi yeni şeyler eklemem lazım, zira lavabonun yanındaki duvar hala boş..Havluluktan itibaren hala hatırı sayılır bir alan var ve oranın bomboş durmasını sevmiyorum. Ben de buraya bir
Devamı

Fırından öte: AGA

Yazan: -
Resim
AGA fırın -aslında fırın demek haksızlık, "pişirme ünitesi" daha uygun bir kelime- denince benim aklıma gelen ilk kelime mutfak, yemek ya da pasta değil,  "haute couture" :) Yani AGA da mutfak endüstrisinin bir Chanel 2.55'i ya da Hermes Birkin'i desek, abartmış sayılmayız:) Eh tabii bir Chanel ya da Hermes'le karşılaştırdığıma göre fiyatları hakkında da tahminleriniz oluşmuştur:) Hikaye 1929 yılında İsveç'te başlıyor. Nobel ödüllü bilimadamı ve mucit Dr. Gustaf Dalen, eşinin yemek yaparken ne kadar zorlandığını görünce, bu fırını geliştiriyor. Daha sonra bu üniteler ülke değiştiriyor ve İngiltere'de tarihi bir dökümhanede üretilmeye devam ediliyor. Bu ünitelerin en büyük özelliği, 70 yıldır tasarımının hiç değişmemiş olması ve gelişen, değişen bu teknoloji çağında hala seri imalat yapmaması..Tabii tek özelliği bu değil, ısıyı çok homojen bir şekilde yayması sebebiyle pişirdiği her yemeğin süper lezzetli olması, bir su ısıtıcısından çok dah
Devamı