Yangın var!

Yazan: -

Bu fotoğraf 80'li yıllardan, bizim evde kıymeti büyüktür..
Bu hayattaki en iyi dostumun, sevgilimin okuldaki ilk gününün fotoğrafı, muhterem kayınpederim ile birlikte..

Peki bu binayı bilir misiniz?
Aslında dün ana haber bültenlerinde bol bol gördünüz, yukarıdaki kadar hoş bir görüntüsü yoktu tabii, alevler içindeydi...
Evet, tarihi Galatasaray Üniversitesi binasından bahsediyorum.
Eşimin Galatasaray Lisesi'ne başladığı ilk gün çekilmiş bir fotoğraf bu; o zamanlar yatakhane olarak bugünkü Galatasaray Üniversitesi'nin binasını kullanıyorlarmış, bir süre sonra Beyoğlu'na geçmişler...çok fazla anısı var bu binada..

Ve işte bir gecede, bilinmeyen bir sebepten dolayı -belki de hiç bilinmeyecek ya da başka bir sebep bulunacak!?- o anılar, güzelim bina, içindeki birbirinden değerli kitaplar uçtu gitti..

Bundan 2 hafta önce eşimle WTC (World Travel Channel)'da Belçika'nın önemli kentlerinden Brugge'ün belgeselini izliyor, oradaki 500-600 yıllık binalara bakıp "adamlara helal olsun, ne kadar güzel sahip çıkıyorlar tarihlerine" diye konuşuyorduk..az önce yangını içimiz acıyarak izlerken bu konuşmaları hatırladık..biz neden sahip çıkamıyoruz kültürümüze, mirasımıza, değerlerimize, neden bu kadar beceriksiziz? Çırağan'ın hikayesini duymuştum, bugün de üniversitenin ötesindeki bir başka okulun bir süre önce yandığını öğrendim, Haydarpaşa faciası ise daha dün gibi..

Eğer bu yangınların önüne geçilmezse, vatandaş olarak bizler de sesimizi çıkarmayıp izlemekle yetinirsek, ileride çocuklarımız bu değerli binaların, kültürel mirasların yerine birbirinden fiyakalı, lüks otelleri görecekler..

Eşim bu gece çok üzgün...o üzgün olduğu için ben de üzgünüm...her ne kadar onun kadar bağlarım olmasa bile o binayla, herşeyden önce bu kadar kıymetli bir tarih yok olduğu için üzgünüm...tek dileğim, binanın restore edilip yeniden eğitim yuvası kimliğine geri kavuşması..

Yorumlar

  1. Adsız23 Ocak 2013 01:48

    Eline, yüreğine sağlık... Evet, milli değerlerimiz yanıyor tek tek. Bu arada bizler gibi hayatının bir bölümünü orada geçirmiş olanların da ciğerleri yanıyor. Sadece bizlerin değil de 7'den 70'e herkesin ciğeri yandığında milli değerlerimizi korumanın mümkün olacağını anlamamız lazım artık.
    Doğan

    YanıtlaSil
  2. Mine Ertuğrul23 Ocak 2013 10:46

    Ben o binada üniversite okumuş şanslı kişilerdenim. Dün ben de çok üzüldüm, halen üzgünüm. Bir sürü anımız vardı orada, mezuniyet fotoğraflarımız oranın süslü salonunda...Aklım almıyor. Hiçbir telafisi olmayan bir şey bu.

    YanıtlaSil
  3. smyrnetalya23 Ocak 2013 23:00

    Ah Minecim, hepimize geçmiş olsun..
    Eğer söylenildiği gibi otel yapılırsa, o zaman daha iyi olacağımıza dair o umut ta gidecek içimden..dilerim hepsi yalandır..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cam balkona perde ama nasıl?

Yazan: -
Resim
Her ne kadar Antalya'da bir yağmur yağıp bir güneş açsa da, mağazalar geleneksel "balkon mobilyası ve aksesuarları tacizi"ne başladılar bile:) O kadar yoğun bir taciz ki, yapı marketler ve mağazalardan gelen mail ve mesajların çoğunu artık okumadan silmeye başladım:/ Bahar yorgunluğundan mıdır nedir, henüz temizlik, hazırlık, düzenleme anlamında hiçbirşey yaptığım yoktu düne kadar..Dün söylene söylene eczaneye attım kendimi..Eczacımızdan-yıllardır aynı yere giderim, gece telefon etme lüksüm bile vardır kendisine- bahar yorgunluğunu atlatabileceğim bir vitamin rica ettim, bu sabah itibarıyla kullanmaya başladım, çünkü birinin bu evi adam etmesi lazım!:) Eczane çıkışı  ilk iş balkon perdeleri araştırmasına koyuldum. Benim balkon  malum  .. Geçen sene balkon yazımda bahsetmiştim, taşındığımız gibi duruyor balkon, evde yeni olduğumuz için yıl boyunca nasıl kullanacağımı görmek istedim...hemen acele edip birşeyler yapılınca, sonra kullanmadığınız ya da kullanmakta
Devamı

Sanat dolu tuvalet ve banyolar

Yazan: -
Resim
Öncelikle sizden bir ricam var. Az sonra bahsedeceğim konuya önyargılı yaklaşmamanızı rica ediyorum:) Dün size kısaca büyük banyomdan bahsetmiştim. Bilhassa duvarların boş olmasıyla ilgili olsa gerek, çok soğuk görünüyor gözüme.. Sonra farkettik ki, yerdeki paspas çok küçük ve açık renk, duvarlar da bomboş.. İlk etapta duvarlardan birine çok yakın bir dostumun getirdiği hediyeyi asmaya karar verdim..Tam klozetin sol üst köşesine.. Aslında arkadaşım bu mumluğu balkon için almış. Ama benim balkon malum, dört bir yanı cam kaplı. Ben de o kadar sevdim ki bu mumluğu, değiştirmeye kıyamadım, banyoya asmaya karar verdim:) Akşamları mumları yaktığımda hem banyoya nefis bir koku yayılıyor, hem de ortaya çıkan görüntü gerçekten çok güzel ve huzur verici.. Ama sırf bu mumluk bile kurtarmadı banyoyu. Şimdi yeni şeyler eklemem lazım, zira lavabonun yanındaki duvar hala boş..Havluluktan itibaren hala hatırı sayılır bir alan var ve oranın bomboş durmasını sevmiyorum. Ben de buraya bir
Devamı

Fırından öte: AGA

Yazan: -
Resim
AGA fırın -aslında fırın demek haksızlık, "pişirme ünitesi" daha uygun bir kelime- denince benim aklıma gelen ilk kelime mutfak, yemek ya da pasta değil,  "haute couture" :) Yani AGA da mutfak endüstrisinin bir Chanel 2.55'i ya da Hermes Birkin'i desek, abartmış sayılmayız:) Eh tabii bir Chanel ya da Hermes'le karşılaştırdığıma göre fiyatları hakkında da tahminleriniz oluşmuştur:) Hikaye 1929 yılında İsveç'te başlıyor. Nobel ödüllü bilimadamı ve mucit Dr. Gustaf Dalen, eşinin yemek yaparken ne kadar zorlandığını görünce, bu fırını geliştiriyor. Daha sonra bu üniteler ülke değiştiriyor ve İngiltere'de tarihi bir dökümhanede üretilmeye devam ediliyor. Bu ünitelerin en büyük özelliği, 70 yıldır tasarımının hiç değişmemiş olması ve gelişen, değişen bu teknoloji çağında hala seri imalat yapmaması..Tabii tek özelliği bu değil, ısıyı çok homojen bir şekilde yayması sebebiyle pişirdiği her yemeğin süper lezzetli olması, bir su ısıtıcısından çok dah
Devamı