Patchwork Koltuk

Yazan: -
Patchwork kelimesi henüz hayatıma girmemişken, ananem "kırk yama" usulü yorgan kapakları, yatak örtüleri dikerdi. Artık eskiler dışında kimseden "kırk yama" kelimesini duymuyorum, hepimiz "patchwork" demeyi tercih ediyoruz.

Apartman yöneticimizin baca sorununu halletmesini bekleyip eşimle bu kış şöminemizi kullanıp kullanmayacağımızın kararını vermeye çalışırken, ben bir yandan da berjer koltuk modellerine göz attım. Gerçi şu an sahip olduğum yemek masası itibarıyla oraya bir koltuk koymam zor görünüyor ancak Selim Efe biraz büyüyüp te mobilyalar değiştiğinde oraya bir berjer almak farz oldu, yoksa eşimin baskılarından kurtulamayacağım, orada keyif yapmayı inanılmaz istiyor!:-)

Berjer araştırması yaparken farkettim, inanılmaz seçenek var...Terazi burcuna mensup her ölümlünün yaşadığı kaçınılmaz sonu ben de yaşadım: kararsız kaldım:-)) Ama ilk gözüme çarpan ve bana eğlenceli gelen patchwork koltuklar oldu:-) Bizim evde yeterince renk, desen ve karmaşa varken bir de böyle bir koltuk fazla olur ama o kadar sevimli ve neşeliler ki, sizlerle paylaşmak istedim.

Eğer evinize bu tip bir renk katmak isterseniz, diğer mobilyalarınızın mümkün olduğunca düz renk/düz desen olmasına dikkat edin derim:-)



Sandalyelerde de bu uygulama güzel olmuş!







Nasıl dekor edildiğine dair bir örnek te vermek istedim..
Görüldüğü gibi, kanape dışındaki herşey neredeyse düz..Ben bu arada şömine üzerindeki duvar detayına bayıldım!:-)
Ve kesinlikle beyazla patchwork uygulaması çok yakışıyor!







Yorumlar

  1. şebnem12 Kasım 2012 12:45

    patchwork bana biraz bohem geliyor,hani ondan arttı bundan arttı kıyamadık atmaya bu çıktı gibi :) koltuk olarak kullanmak istemem , çok karmaşık geliyor gözüme.. bana nedense derya baykal'ı hatırlatıyor patchworkler :) derya baykalı severim o ayrı..
    şu da var yukarıdaki mavi-beyaz odadaki tezat duruşu gayet güzel olmuş ama yine de ben tercih etmezdim..sevgiler canım

    YanıtlaSil
  2. şebnem12 Kasım 2012 13:16

    bir de şu konularda da fikirlerini merak ediyorum post olarak: feng-shui'ye göre dekorasyon(bende kitabı var da sen konsantre bir şekilde görsel şölenle hazırlayınca tadından yenmez),tek tarzda evler(country,minimalist gibi..), melek figürlü dekoratif eşyalar,zarif aplikler,avizeler gibi :)
    sevgiler

    YanıtlaSil
  3. smyrnetalya12 Kasım 2012 19:01

    evet ben de örtü dışında pek tercih etmiyorum evde patchwork ama bakmak çok hoşuma gidiyor:-)
    zaten eskiler yokluktan dolayı buldukları kumaş parçalarını yamayıp bunları hazırlarmış, şimdi ise lüks haline geldi..
    benim aplikler beğenilmişti, o yüzden aplik dosyası vardı aklımda, evleri zaten tek tek işlemek lazım diye düşünüyorum zira insanların pekçok tarzı karıştırdığını ya da bilmediğini düşünüyorum.
    ama feng shui tarzı dekorasyon hazırlamak hiç aklıma gelmemişti, senin için birşeyler hazırlarım;-)
    sevgiler

    YanıtlaSil
  4. şebnem12 Kasım 2012 22:59

    özellikle feng-shuiyi bekliyorum o zaman, çünkü evlerin enerjisine , renklerin enerjisine , uyumuna inanıyorum ,keza hangi yönlere hangi renklerin ve eşyaların konması gerektiği konusu da ilginç gerçekten..
    sevgiler

    YanıtlaSil
  5. Unknown13 Kasım 2012 10:50

    bende pek beğenmiyorum bu yamaları nedense ama şömine duvar kağıdı çok hoş olmuş
    bir de berjere mutlaka puf lazım diye düşünüyorum

    YanıtlaSil
  6. smyrnetalya13 Kasım 2012 22:45

    evet canım ben de ayaklarımı uzatmayı sevenlerdenim..ve evet bir berjer alırsam mutlaka ayak ucuma bir puf yaptırtmayı düşünüyorum:-)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cam balkona perde ama nasıl?

Yazan: -
Resim
Her ne kadar Antalya'da bir yağmur yağıp bir güneş açsa da, mağazalar geleneksel "balkon mobilyası ve aksesuarları tacizi"ne başladılar bile:) O kadar yoğun bir taciz ki, yapı marketler ve mağazalardan gelen mail ve mesajların çoğunu artık okumadan silmeye başladım:/ Bahar yorgunluğundan mıdır nedir, henüz temizlik, hazırlık, düzenleme anlamında hiçbirşey yaptığım yoktu düne kadar..Dün söylene söylene eczaneye attım kendimi..Eczacımızdan-yıllardır aynı yere giderim, gece telefon etme lüksüm bile vardır kendisine- bahar yorgunluğunu atlatabileceğim bir vitamin rica ettim, bu sabah itibarıyla kullanmaya başladım, çünkü birinin bu evi adam etmesi lazım!:) Eczane çıkışı  ilk iş balkon perdeleri araştırmasına koyuldum. Benim balkon  malum  .. Geçen sene balkon yazımda bahsetmiştim, taşındığımız gibi duruyor balkon, evde yeni olduğumuz için yıl boyunca nasıl kullanacağımı görmek istedim...hemen acele edip birşeyler yapılınca, sonra kullanmadığınız ya da kullanmakta
Devamı

Sanat dolu tuvalet ve banyolar

Yazan: -
Resim
Öncelikle sizden bir ricam var. Az sonra bahsedeceğim konuya önyargılı yaklaşmamanızı rica ediyorum:) Dün size kısaca büyük banyomdan bahsetmiştim. Bilhassa duvarların boş olmasıyla ilgili olsa gerek, çok soğuk görünüyor gözüme.. Sonra farkettik ki, yerdeki paspas çok küçük ve açık renk, duvarlar da bomboş.. İlk etapta duvarlardan birine çok yakın bir dostumun getirdiği hediyeyi asmaya karar verdim..Tam klozetin sol üst köşesine.. Aslında arkadaşım bu mumluğu balkon için almış. Ama benim balkon malum, dört bir yanı cam kaplı. Ben de o kadar sevdim ki bu mumluğu, değiştirmeye kıyamadım, banyoya asmaya karar verdim:) Akşamları mumları yaktığımda hem banyoya nefis bir koku yayılıyor, hem de ortaya çıkan görüntü gerçekten çok güzel ve huzur verici.. Ama sırf bu mumluk bile kurtarmadı banyoyu. Şimdi yeni şeyler eklemem lazım, zira lavabonun yanındaki duvar hala boş..Havluluktan itibaren hala hatırı sayılır bir alan var ve oranın bomboş durmasını sevmiyorum. Ben de buraya bir
Devamı

Fırından öte: AGA

Yazan: -
Resim
AGA fırın -aslında fırın demek haksızlık, "pişirme ünitesi" daha uygun bir kelime- denince benim aklıma gelen ilk kelime mutfak, yemek ya da pasta değil,  "haute couture" :) Yani AGA da mutfak endüstrisinin bir Chanel 2.55'i ya da Hermes Birkin'i desek, abartmış sayılmayız:) Eh tabii bir Chanel ya da Hermes'le karşılaştırdığıma göre fiyatları hakkında da tahminleriniz oluşmuştur:) Hikaye 1929 yılında İsveç'te başlıyor. Nobel ödüllü bilimadamı ve mucit Dr. Gustaf Dalen, eşinin yemek yaparken ne kadar zorlandığını görünce, bu fırını geliştiriyor. Daha sonra bu üniteler ülke değiştiriyor ve İngiltere'de tarihi bir dökümhanede üretilmeye devam ediliyor. Bu ünitelerin en büyük özelliği, 70 yıldır tasarımının hiç değişmemiş olması ve gelişen, değişen bu teknoloji çağında hala seri imalat yapmaması..Tabii tek özelliği bu değil, ısıyı çok homojen bir şekilde yayması sebebiyle pişirdiği her yemeğin süper lezzetli olması, bir su ısıtıcısından çok dah
Devamı